49 ) DUŞAKABİN PROJE TASARIM MODELLERİ UYGULAMALARI

 

 

DUŞAKABİN

NEDİR NE İŞE YARAR

 

Siyah Köşe Kumlu Duşakabin Fırsat Ölçüye Göre Özel - Yapidukkanim

 

 

Kullanımı yaygınlaşmış ve neredeyse her banyoya girmiş bir ürün haline gelmiştir.

 

Hızla değişen hayatımızda neredeyse her gün kullandığımız duş kabinleri de birer ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Duşakabin Neden Bir İhtiyaçtır diye sorduğumuzda karşımıza bazı temel nedenler çıkmaktadır. Şimdi bunları kısaca inceleyelim.

 

İnsanoğlu tarihi süreç içerisinde, özgürleştikçe gelişmiş ve ilerleme sağlamıştır.

 

Bu sadece siyasi ve düşünsel hayatta değil, yaşam standartları içinde de kendini göstermektedir.

 

Örneğin yakın geçmişimizde, çamaşırlarımızı elle yıkardık.

 

Bu işlem su ısıtma, kola veya deterjan ile çamaşır çitileme, durulama ve asıp kurutma, ardından da toplama işlemi ile son bulurdu.

 

Bu aşamalar uzun ve zahmetli geçerdi. Çoğu zaman da bir günde bitmez, kuruma aşaması için beklemek gerekirdir.

 

Bu temel ihtiyacımız için neredeyse iki gün emek ve zaman harcardık. Ama çamaşır makinelerinin hayatımıza girişi ile bu durum değişti.

 

Artık sadece iki üç saat içinde çamaşırlarımızı yıkayıp, neredeyse kuru olarak makineden alabiliyoruz.

 

Bu sayede günün büyük kısmı bize kalıyor ve farklı işler için zaman bulabiliyoruz.

 

Önemli gibi görünmese de çamaşır makinesi bize bir günlük özgürlük sağlamış oluyor.

 

Duşakabin sistemleri de hayatımıza buna benzer bir yaşam kolaylığı sağlamaktadır.

 

Fazla önemsenmese de yukarıdaki örnekte olduğu gibi bize zaman ve emek tasarrufu sağlamaktadırlar.

 

 

Joy 90x120 Dikdörtgen Duşakabin

 

 

 

DUŞAKABİN

YAPTIRMANIN FAYDALARI

 

Duşakabin Neden Bir İhtiyaçtır sorusunun karşımıza çıkan ilk cevabı,

 

Banyo esnasında suyun zemine yayılmasını önlemesidir.

 

Bu sayede duş alanı dışındaki zeminler kuru kalmaktadır.

 

Banyo sonrası temizlik işlemini azaltan bu durum aynı zamanda bakteri oluşumunu da azaltarak hijyen sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

 

Kabinlerle elde ettiğimiz bu özellik, açık kurulmuş küvetlerde ve banyo perdelerinde pek mümkün olmamaktadır.

 

Perdeler şu kaçmasını tam olarak önleyemezler ve mutlaka ortama su sızdırırlar.

 

Aynı şekilde açıkta kurulan küvetlerden de banyo zeminine şu kaçması kaçınılmazdır.

 

Ayrıca günümüzde banyolarımızda su teması istemeyen birçok alet ve ekipmanlar mevcuttur.

 

Çamaşır makineleri ve banyo dolapları bunların başında gelen ürünlerdir.

 

Bu ürünler sudan ve nemden ne kadar korunursa kullanım süreleri de o kadar uzun olacaktır.

 

KATLANIR DUŞAKABİN EN UYGUN FİYATI İLE BURADA

 

 

DUŞAKABİN

GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİNE FAYDALARI

 

Bazı kullanıcılar için duşakabin neden bir ihtiyaçtır sorusunun cevabını mahremiyet oluşturur.

 

Duşakabin sistemleri tercihe göre şeffaf ya da desenli camlardan oluşur. 

 

Desenli camlar, kabin içinin görülmesini engellemekte ve siz duş alırken diğer aile bireylerinin banyoyu kullanmasına olanak sağlamaktadırlar.

 

Kalabalık aileler için ideal kullanım ve mahremiyet getiren duşakabinler bu sayede yaşamımıza değer katmaktadır.

 

 

Duşakabin Sistemleri - Ankara Egepen Yetkili Bayi Karaca Pen

 

 

DIŞAKABİN

ISI KAYBINI NASIL ENGELLER

 

Soğuk havalarda ve özellikle de soğuk iklim ortamında kullanılan kabinler, duş alanının sıcaklığını muhafaza ederek,

 

Kullanıcıların rahat etmelerini sağlamaktadır.

 

Bunun dışında buharlaşan suyun büyük bölümü kabin içinde kalmakta, banyo ortamına yayılması azalmaktadır.

 

Bu da bize, banyo sonrası nem ve küf oluşumunu engelleme de yardımcı olur.

 

 

Black Lıne 2 Sabit 2 Sürgülü Duşakabin

 

 

DUŞAKABİN

GÜVENLİMİDİR

 

Duşakabin sistemi kompleks bir yapıdadır.

 

Kabin zeminleri de bu yapının bir parçasını oluşturur.

 

Kabin zeminleri kaymalara karşı özel olarak yapılmış alanlardır.

 

Bu sayede kabinler, kullanıcıların kayıp düşme riskini azaltan özelliklere sahiptir.

 

Kapalı ve özel bir alan oluşturan duşakabinler, ayrıca bizi dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı da korumaktadır.

 

Güvenlik de duşakabin neden bir ihtiyaçtır sorusunun bir diğer cevabıdır.

 

Pirinç Sürgülü 2 Sabit 2 Kayar Duşakabin – Dede Duş

 

 

 

DUŞAKABİN

BANYOMUZUN GÖRÜNTÜSÜNÜ GÜZELLEŞTİRİRMİ

 

Kabinlerin banyo tasarımının önemli parçalarından biri olmasından dolayı,

 

Duşakabin neden bir ihtiyaçtır sorusunun  farklı bir cevabını da estetik ve tasarım oluşturmaktadır. 

 

Kabinler, banyo estetiğinde de önemli bir konuma sahiptirler.

 

Kullanıcının banyo tasarımına uyacak şekilde ölçülendirilmiş bir duşakabin, ortama çok farklı bir ambiyans katar ve bütünlük sağlar.

 

Bunu farkında olan üreticilerde değişik görünümler sunan birçok kabin modeli üretmektedirler.

 

Menteşeli duşakabinler, sürgülü kapılı duşakabinler, katlanır sistem duşakabinler ve askılı sistem kabinleri bu modeller arasında sayabiliriz.

 

Her sistemin kendine özgü görünüşü olmakla birlikte hepsi aynı temel görevleri üstlenmektedir.

 

 

Teknesiz Duşakabin Artıları ve Eksileri - Mim Aksesuar

 

 

 

BANYO TARİHİ

 

Banyolar, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana, temizlik ve hijyenin yanı sıra sosyal ve kültürel ritüellerin de merkezi olmuş

Farklı uygarlıklar ve kültürler aracılığıyla evrim geçirmiştir.

Bu yazıda, banyonun tarihini ve eski insanların banyo yapma alışkanlıklarını inceleyeceğiz.

Ayrıca, banyo yapma kültürünün nasıl ortaya çıktığını ve bu süreçlerin banyo tasarımını nasıl etkilediğini ele alacağız.

Banyonun tarihi, antik çağlara kadar uzanır.

İlk banyolar, suyun temizleyici gücünden faydalanmak amacıyla doğal su kaynaklarının etrafında kurulmuştu.

Antik Mezopotamya, Mısır, Hindistan ve Yunanistan gibi uygarlıklarda banyolar, hem temizlik hem de ritüel amaçlarıyla kullanıldı.

Örneğin, Eski Mısır’da banyolar, sadece temizlik için değil, aynı zamanda ruhsal arınma ve tanrılara adak sunma ritüelleri için de önemliydi.

Roma İmparatorluğu döneminde, banyolar daha da gelişti ve kamu hamamları (thermae) sosyal yaşamın merkezi haline geldi.

Roma hamamları sadece temizlik değil, aynı zamanda sosyal etkileşim ve dinlenme alanları olarak da kullanıldı.

Farklı sıcaklık derecelerinde olan bu alanlar,

Soğuk su havuzları (frigidarium),

Sıcak su havuzları (caldarium)

Ve

Buhar odaları (tepidarium) gibi çeşitli bölümlerden oluşuyordu.

BANYO İLE İLK İNSANLARNE ZAMAN TANIŞTI

Roma'da inşa edilen en büyük 

Hamam olan Diocletian Hamamları , şehrin en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olan

Esquiline, Quirinal ve Viminal'den oluşan bölgeye inşa edilmiştir.

Antik Roma hamamlarının en büyüğü olan Diocletian Hamamları, aynı anda 3000'den fazla kişiyi ağırlayabiliyordu.

İmparator Diocletian'ın amacı, selefi Caracalla'nın Roma'nın güneyinde yaptığı gibi, şehrin kuzey kesimlerine

Romalıların çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacak hamamlar sağlamaktı.

MS 298 ile 306 yılları arasında hızla inşa edilen ve 140.000 metrekarelik alanı kaplayan bu muazzam komplekse yer açmak için birçok bina yıkıldı.

Yaklaşık 380 x 370 m boyutlarıyla, 298-305 yılları arasında inşa edilen Diocletian Hamamları, Caracalla'nınkileri geride bıraktı .

 

 

Roman Baths were designed for bathing and relaxing

 

Tarihsel geçmiş incelendiğinde, banyo yapma ritüellerinin çevredeki doğal kaynakları kullanarak gerçekleştirildiğine rastlanılıyor Mezopotamya ve Mısır gibi erken uygarlıklarda, nehirler ve göletler banyo yapmak için kullanılıyordu.Antik Yunan ve Roma'da ise banyolar daha sofistike hale geldi. Özel olarak inşa edilmiş banyolar ve kamu hamamları, suyun ısıtılması ve dağıtılması için gelişmiş sistemlere sahipti. Roma hamamları, banyo yapmanın ötesinde sosyal merkezler olarak işlev gördü. İnsanlar burada sadece yıkanmakla kalmaz, aynı zamanda arkadaşlarıyla buluşur ve dinlenirlerdi. Hamamların mimarisi, suyun en verimli şekilde kullanılması ve hijyenin sağlanması amacıyla tasarlanırdı. Özellikle Roma hamamlarında yer alan hypocaust sistemi, zeminin altından sıcak hava dolaştırarak odaların ısınmasını sağlıyordu.

Banyo yapmanın tam olarak ne zaman bulunduğunu söylemek zor olsa da,

Arkeolojik bulgular, suyun temizlenme ve arınma amacıyla kullanılmasının çok eski zamanlara dayandığını gösteriyor.

İlk organize banyoların,

Mezopotamya’da M.Ö. 3000’lere kadar uzandığı biliniyor. Antik Yunan ve Roma döneminde ise banyo yapma kültürü iyice yerleşerek, gelişim gösterdi.

HAMAM  

İLK KİM KULLANDI

 

KADINLAR İÇİN HAMAM

Fresque renaissance Mesdames dans le bain – The Ancient Home France

 

 

ERKEKLER  İÇİN HAMAM

История на балнеолечението от древността до наши дни

Hamamın Asur´ da

 

Eski İsrail krallıklarında sık kullanıldığı ve günümüze kadar gelen

 

Şita havuzları vardır.

 

Klasik Yunan´dan günümüze kadar gelmekte olan tipik hamam mimarisinin başlangıcı dikkat çeker.

 

Bu mimari Roma ve Bizans zamanında daha da gelişerek Türk hamamının stiline ulaşmıştır.

Yunanlarda spor ve yıkanmak en önemli aktivitelerin başında geldiğinden

 

Roma´da çok büyük genel hamamlar yapılmaya başlandı.

 

Bu hamamların adı lavatrina ve balneya olarak bilinir.

 

Roma´da banyo küveti de yapılmıştır ve tipik bir

 

Roma hamamı kolonlar ve kemerler üzerine oturtturulmuş

 

Kubbeler, döşeme, duvar mozaikleri, mermer yerler mimarinin önemli bir parçasıydı.

 

Künkler yardımıyla yer altından hamamlara, kaynatılan suyun buharı ve ısısı verilir.

 

İmparatorluk devrinde 24 saat açık çalışan

 

Roma hamamlarının bölümleri şöyle sıralanır

 

Apaditorium: Soyunma alanı


Tepidarium: Yağlanma, terleme, dinlenme yeri


Kaldarium: Hamamın yıkanmak için olan sıcak bölümü


Lokarikum: Hamamın buhar banyosu


Frigidarium: Soğuk su ile yıkanma alanı

Daha sonra konuşma holleri, dinlenme salonları, kütüphaneler olarak başka bölümler de bulunurdu.

Osmanlı hamamları düşünüldüğü zaman kısmen Roma hamamlarını andırırdı.

 

İstanbul´da tarihi olan 78 tane hamam vardır ve genellikle hamama girildiğinde ilk olarak camegaha girilmiş olur.

 

Bu yapının ortasında bir havuz vardır ve bir kubbeyle kapatılmıştır.

 

Bu yapı, soyunma odalarına açılır.

 

Camegahtan çift kapı ile kubbeyle kapalı olan soğukluğa girilir ve soğukluk geniş bir kubbenin altında olan sıcaklığa açılır.

 

Sıcaklıkta terlemeyi sağlayan geniş ve büyük bir göbek taşı mevcuttur.

 

Göbek taşının olduğu yerlerde kenarlarda değişik sayıda kurnalar bulunur.

 

Sıcaklık odasının sağında ve solunda ise soğuk kurnalı odalar vardır ve bunlar yine bir koridor ile dinlenme odalarına açılır.

 

Bunlar da bir koridorla soyunma odalarına bağlanır. Isınma Romalılardaki gibi kuntlarla merkezi olarak yapılır.

Türk hamamını özetleyecek olursak;

 

Giriş,Camegah,Camegahın etrafında soyunma odaları, kurnalı soğukluk, göbek taşlı ve kenarlardan kurnaları olan sıcaklık odaları bulunur.

 

Soğukluk odalarının kenarlarında da Halvet, dinlenme odaları vardır.

 

Hamama gidilen soyunmalıkta elbiseler çıkarılır, sonra soğuklukta yıkanılır,

 

Daha sonra sıcaklık odasına girip göbek taşında terleyip natır tarafından keselenilir ve kurnalarda yıkanılıp tekrar soğukluğa çıkılır,

 

İstenirse burada da yıkanılır,

 

Son olarak halvette dinlenilir.

 

Ortaçağ Avrupa’sında yıkanmamak modaydı ve kilise de yıkanmayı yasaklayan bildirimlerde bulunuyordu.

Hatta o zamanlar yıkanmak ahlaksızlık olarak görülüyordu.

Şu an medeniyetin en tepelerde gezdiği ve parmakla gösterildiği

Avrupa neden o zamanlarda pislik içindeydi ve insanlar neden yıkanmıyordu

O zamana kadar banyo ve hamam kültürünü devam ettiren Avrupalılar nedense yıkanmamayı tercih ettiler.

 

IV. yüzyılda Hıristiyan din adamları temizlik ve yıkanma konularında fetva vermiş

 

Ancak şehveti körükleyici etkisinden dolayı kadınların çıplak yıkanmasını hamamlarda ve toplu alanlarda yasaklamış olup

 

Sadece evde banyo yapmasına izin vermiştir.

 

Ortaçağa doğru ise açık alanlarda yıkanmayı ahlaki açıdan sakıncalı bulup tamamen yasaklamıştır.

 

Neden olarak ta “hastalık bulaşmasını, cinsel arzuların artmasını” göstermiştir.

 

Banyo o zamanlarda veba, tifüs gibi salgın hastalıkların artmasında en büyük etkenin su olduğuna inanılıyordu.

 

Hatta 16. yüzyılda yayınlanan bir tıp makalesinde suyun mikrop ve hastalık taşıdığı ve bu nedenle yıkanmanın

 

İnsan vücudun direncini zayıflatacağından bahsedilir.

 

Yıkanmanın sadece ahlaksızlık nedeniyle değil sağlık açısından da zararlı olduğu ve hatta yıkanmış

 

Vücudun hava ile teması sonucunda genişleyen deri gözeneklerinden hastalık bulaşacağını hatta ölümcül olacağı konusunda da bilgi verilir.

 

Nezle, grip gibi enfeksiyonlarla birlikte körlüğün de sudan bulaştığına inanılırdı.

 

16. yüzyılın ortalarına doğru halk tamamen banyo yapmayı unutur. Sadece el, yüz ağızlar yıkanmaktadır.

 

Banyo yapan çok elit bir kesim kalmıştır. O da yılda birkaç kez!

 

Örneğin, İspanya kraliçesi 1. Isabel (1451- 1504) ömrü boyunca 2 kez yıkanmıştır; doğduğunda ve evlendiğinde.

 

“Yıkanmamanın nedeniyle midir” bilinmez ama o zamanlarda aldığı bir kararla

 

Hıristiyan olmayanlar üzerinde baskı kurmuş ve 200 bin İspanyol’u ülke dışına sürmüş, geriye kalanları da Engizisyon kararı ile idam ettirmiştir.

 

Bu kraliçemiz gibi yılda 2 kez yıkanmış olan bir de Fransa kralımız var: XIV Louis.

 

Fransa’yı ziyaret eden bir Rus elçisi, dönüşünde yayınladığı ” XIV Louis’in vahşi bir hayvan gibi koktuğundan bahseder.

 

Bu nedenle Avrupa tarafından dışlanmış ve sapık ilan edilmiştir.

 

Avrupa’ya göre Rusların banyo kültürü daha iyiydi. En azından ayda bir banyo yapıyorlardı.

 

O zamanlar Avrupa saraylarının nasıl koktuğunu siz tahmin edin.

 

Kokuyu bastırmak için aromalı bitkiler ve parfümler kullanılıyordu.

 

Şimdi Fransa’nın özellikle

 

Paris’in parfüm sektöründe nasıl 1 numara olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.

 

Bundan 3000 yıl önce banyo kültürüne sahip

 

Eski Yunanlılardan itibaren Avrupa’nın tekrardan banyo alışkanlığını kazanması ancak

 

19. yüzyılın başlarına doğru gerçekleşecektir. Avrupa’nın yıkanmayı yasakladığı zamanlarda

 

Osmanlı ve Arap mimarlarının günümüze miras bıraktığı o muhteşem çeşme,

 

Sebil ve hamamları da aklımızdan çıkarmamakta fayda var diye düşünmekteyiz

 

 

Roma’nın çöküşüyle birlikte, Roma hayat tarzına özgü konfor unsurları da ortadan kayboldu.

 

Romalılar için son derece kapsamlı bir bina kompleksi olan hamamda

 

Orta sıcaklıkta oda (tepidarium), sıcak buhar odası (caldarium)

 

Ve

 

Soğuk havuz bulunan ayrı bir oda (frigidarium) bulunurdu. 

 

Daha büyük bazı hamamlarda ise Apoditerium denen ve soyunma odaları bulunan ayrı bölmeler, bir okuma odası ve spor alanı mevcuttu.

 

Ancak bu tedavi merkezleri yalnızca zengin ve siyasi elit tabaka içindi.

 

Bu hamamlar Roma İmparatorluğu’nun çöküşü sonrası bakımsız kalırken,

 

Akdenizin diğer tarafında, 

 

Suriye gibi ülkelerde

 

Roma yönetimi altında yaşayan

 

Araplar hamam geleneğine sahip çıktılar.

 

Ancak hamamda kullanılan su Romalılarda ki gibi durağan değildi,

 

Zira Araplar ve Müslümanlar İslam’ın temizlik, hijyen ve sağlığı teşvik etmesi sebebiyle suyun temizliğine büyük önem veriyordu.

 

Öyle ki iki yüz elli binlik bir şehirde binden fazla hamam bulunduğu olmuştur.

 

Müslüman toplumlar için benzersiz bir sosyal ortam olan hamam, toplumun sosyal etkinliklerinde önemli bir rol oynar.

Çeşitli sosyal grupların kendi aralarında rahatça görüşebildiği bir alan olan hamam,

Rutin temizliklerini yapmak isteyen dost, akraba ve işçileri eğlenceli bir ortamda bir araya getirir.

Bu sayede bağlar kuvvetlenmekte, dostluklar yeniden canlanmakta ve en son haberler paylaşılmaktadır.

İyileştirici bir etkiye sahip olan bu ritüel,

Farklı zamanlarda olmak üzere hem erkekler hem de kadınlar tarafından yerine getiriliyordu;

Kadınlar genellikle gündüz,

Erkeklerde akşam ve gece hamama giderdi.

Yüzlerce yıl sonra hamamlar,

Kudüs ve Suriyede Müslüman hamamlarını gören Haçlılar tarafından yeniden keşfedildi.

Ancak bu fazla uzun ömürlü olmadı,

Zira kısmen kâfir kültürüne ait olması ve kısmen de hamam adabına uymayan

Avrupalılarca ahlaka aykırı şekillerde kullanılması üzerine

Zina, nahoş cinsel alışkanlık ve hastalıkların artması sebebiyle kilise, hamamları yasaklamıştır.

Avrupalıların hamamla tekrar tanışması 17. yüzyılda Türk hamamlarını keşfetmeleriyle gerçekleşmiştir.

Aynı dönemde doğu hamamlarının ve Lavanta çiçeklerinin kullanılması moda oldu.

Avrupa’nın birçok şehrinde tüccarlar vasıtasıyla birçok hamam inşa edilmeye başlandı.

Hamamın modern dünyada hızla çoğalan sağlık ve dinlenme merkezlerinin çoğunun atası olduğuna inanılmaktadır.

Kısaca hamamın sağlığımız üzerindeki faydalarından söz edecek olursak;

Terleme vücuttaki zararlı maddeleri atarak fazla yağlardan kurtulmamıza yardımcı olur.

Buhar ve sıcak su kan dolaşımını artırır, nabız ve metabolizmayı hızlandırır.

Hamamın dış bölümünde gevşeme, vücudu dinlendirerek

Hamamın önceki aşamalarında yapılan şeylerden fayda görmesini sağlar;

Bu arada hamamdaki sosyal etkileşim ve dostane ortam da insana her yönden faydalı olur.

Antik dünyadan günümüze kalan belki de en eğlenceli geleneklerden biri hamama gitmek.

Özellikle Roma döneminde yoğunluk kazanan bu güzel etkinlik o dönemde

Bizim şuan bildiğimiz hamam kültüründen elbette daha farklı olmakla birlikte daha gelişmişti. 

Romalılar için hamamlar günlük yaşamın en önemli parçalarından biri olduğu günümüze ulaşan hamam kalıntılarından anlaşılıyor.

Neredeyse her evde banyo bulunmasına rağmen neden hamamlara gitmeyi bu denli sevdiklerine kesin bir yanıt verilememekle birlikte,

Yıkanmanın psikolojik ve fiziksel olarak tatmin edici bir deneyim olmasıyla açıklanabilir. 

Banyo yapmak, ılık ve temiz su, parlak mermer yüzeyler, buğulu ortam, masajın samimiyeti,

Kokulu yağların aroması insanları mutlu ve huzurlu hissettirmeye yetiyordu. 

Bir yandan temizlenirken öte yanda günlük dedikoduları da kaçırmamış oluyorlardı.

Hamamlar normal temizlikle ilgili işlevlerinin yanı sıra eğlence ve spor etkinliklerinin de yapıldığı mekânlardı.

Hamamlar komşu dedikodularını dinleme fırsatından tutun,

İş görüşmelerine kadar her türlü konuşmanın sanki bir dernekte,

Bir kulüpte görüşülüyormuş gibi rahatlıkla konuşulabildiği ortamlardı ve bu sosyal ilişkilerin geliştirilmesi açısından onlar için çok önemliydi.

Romalıların birkaç saat de olsa kendi kabuğundan çıkarak,

Yaşamda bir yer edinmesini, sınıf farkını hiçe sayarak başka insanlarla dostluk ve yakınlık kurmasını desteklerdi.

Öyle ki; devlet tarafından bir topluluğa verilen cezanın etkili olmasını sağlamak için hamamlar bir süreliğine kapatılırdı.

Ayrıca hamamlar akşam yemeği veya ziyafetler gibi keyiflerin de başlangıcıydı.

Roma’da iş günü erken saatlerde başlar ve öğleyin sona ererdi.

Hafif bir öğle yemeği ve belki bir siestadan(şekerlemeden) sonra erkekler hamama gider ve burada saatlerce kalırlardı.

Roma gününün yapısı içinde hamam sefasını akşam yemeği izler ve hamam,

Akşam yemeğine dostları davet etmek için veya davet almak için uygun fırsatlar yaratırdı.

Hamamlarda kadınlar ve erkekler için ayrı bölümler imparatorluk döneminde (M.Ö. 1.yy) oldukça enderdi.

Çünkü kadınlar sabahları, erkekler de öğleden sonra işleri bitince hamamlara giderlerdi.

Gece hamama gitmek ise hiç duyulmamış değildi fakat alışılmamış bir şeydi ve desteklenmezdi.

Gece hamamların kapatılmasını iki sebebi olabilirdi. Bunlar aydınlatma maliyetlerinin yüksek olması ve güvenliktir.

Hamama köleler eşliğinde ve bir tahtırevan üzerinde gitmek statü sembolüydü. Varlıklı kişilere banyo donanımlarını taşımaya yardım edecek köleler eşlik ederdi. Bu malzemeler spor ve banyo giysileri, sandaletler, havlular ve tuvalet takımlarından oluşurdu. Tuvalet takımları silindir şeklinde metal bir kutu (cista) içinde saklanan çeşitli masaj yağları ve parfümlerin doldurulduğu şişeler (ampullae veya alabasterler), strigilisler ve olasılıkla bir süngerden oluşmaktaydı. Yoksul kişilerin hamam bohçasını ya kendisi yada emektar hizmetkarı taşırdı. Pek çok Romalı kendini yağlatacak, strigilisle sıyıracak ve ovacak bir hizmetkarın maliyetini karşılayacak kadar maddi olanaklara sahipti     Hamamlara girildiğinde İlk iş soyunmaktı elbettBunun için en basit hamamlarda bile bulunan apodyteriumlar yani soyunma odaları mevcuttu.

Bu odalarda giysilerin ve kişisel eşyaların güvenli bir şekilde saklanabilmesini sağlayan ahşap dolaplar bulunurdu.

Bazı hamamlarda aynı işleve sahip nişler, raflar ve ufak gözlere de rastlanır.

Temel olarak halka açık bir hamam kompleksinde

Caldarium (sıcak banyo),

Tepidarium (ılık banyo)

Ve 

Frigidarium (soğuk banyo)

Olmak üzere 3 ana oda bulunuyordu.

Ayrıca gelişmiş bazı hamamlarda bugünkü saunaların yerine geçen buhar odaları da mevcuttu.

Apodyteriumlarda giysiler çıkarıldıktan, 

Palaestrada yapılan egzersiz ve oyunların ardından  

Tintinabulum denilen bir çan çalınarak

Hamamların sıcak kısımlarının açıldığı ziyaretçilere haber verilirdi.

İlk önce nispeten ılık olan tepidarium kısmında,

Duvarlardan ve zeminden yansıyan hoş bir sıcaklık yardımıyla vücutlarını sıcağa alıştırır,

Terletir ve gevşetir ardından caldarium bölümüne geçerlerdi. 

Caldarium bölümü banyo odaları arasında en sıcak olandı çünkü yerden ısıtma sistemi olan hypocaust yardımıyla daima sıcak tutuluyordu.

Kesin sıcaklığı tam bilinmemekle beraber 50-55 derece sıcaklığa sahip olduğu düşünülüyor.

Bu odada ziyaretçiler sıcak yüzme havuzlarında yüzüyor, yüzmeden sonra çeşitli yağlarla, özellikle zeytinyağıyla, masajlar yaptırıyorlardı. 

Bu masajın birçok kişi tarafından gençleştirici etki yarattığına inanıyorlardı. 

Uzun süren masajlar ve keyiflerin ardından da ziyaretçiler genellikle en son hamamın en süslü bölümü olan 

Frigidarium salonuna uğrar burada sıcağın verdiği tatlı yorgunluğu atarlardı

Buralara yerleştirilen koltuklara yayılıp birbirleriyle çeşitli sohbetlerde bulunup meyveler ve yemekler yiyor,

İsteyen de havuza girip yüzerek stres atıyordu.

Soğuk suyun gözenek sıkılaştırıcı etkisi bilindiğinden

oğuk havuza son bir dalış yaptıktan sonra birkaç gün sonra yine gelmek

Üzere hamamdan memnun bir şekilde ayrılıyorlardı.

 

 

Sürgülü Çift Kapılı Siyah Duşakabin 137 CM

 

Askılı Sistem Şeffaf Camlı Duşakabin - Duşakabin

 

 

 

 

Joy 90x180 Dikdörtgen Duşakabin

 

 

 

 

Pirinç Sürgülü 2 Sabit 2 Kayar Duşakabin – Dede Duş

 

 

Kuante | SPECİAL DUŞAKABİN

 

 

Waterline Duşakabin Sistemleri - Banyo Adına Herşey

 

 

 

iş Su döndürme bella serisi duşakabin malzemeleri - locustgrovepirates.org

 

 

''''''ÖNEMLİDİR'''''''

PAYLAŞIMLARIMIZ 

GOOGLE VE DİĞER  ARAMA  MOTORUNDA  YAYINLANMIŞ 

ÇEŞİTLİ  ÇALIŞMALARDAKİ  ALINTILARDAN OLUŞMAKTADIR  VE  TAMAMEN BİZE  İLGİNÇ  GELEN  KONULARIN 

PAYLAŞIMINDA  FAYDA SAĞLAYABİLECEĞİMİZ DÜŞÜNCESİNDEN HAREKETLE ORTAYA  ÇIKMIŞTIR

VE

TİCARİ  DEĞİLDİR..

BİLGİ  AKTARIMLARIMIZDA  SAKINCALI  VEYA  PAYLAŞIMI  İSTENMEYEN ALINTILAR  OLURSA UYARILDIĞIMIZDA  PAYLAŞIMLARIMIZDAN  ÇIKARILACAKTIR...!!