8 ) SERAMİK VE FAYANS NEDİR PROJE TASARIM VE UYGULAMALARI
SERAMİK NEDİR.....?
Kilden yapılan çini, tabak, çanak, fincan, vazo gibi şeylere denir.
Bunlar elde veya makinede biçimlendirildikten sonra, sertleştirmek için özel fırınlarda pişirilir.
Seramik, bu işte kullanılan hamurun cinsine göre belli başlı iki gruba ayrılır:
1 ) Gözenekli seramik ve
Gözenekli seramikler,
Yüksek sıcaklıkta sinterlenen, çok sayıda birbirine bağlı ve yüzeye nüfuz eden kanallara sahip,
Üç boyutlu ağ iskelet yapısına sahip seramiklerdir.
2) Gözeneksiz seramik (pekez).
Gözenekli seramikler içlerine konulan sıvıları sızdırırlar.
Tıkız hamurdan yapılan pekezler ise yüksek ısıda pişirildiklerinden sıvıları szdırmazlar.
Pekez seramikler astar (angob) denilen çeşitli killerden, ya da kimyasal olarak madensel oksitlerle hazırlanan bir sıvının içine batırılır veya bu sıvı üzerlerine sürülür.
Astarlanan pekez seramiklerin üzerine de sır, ya da sırça püskürtülür, sıvanır veya dökülür.
Seramiklerin ham maddesi olan kil, kimyasal bakımdan bir alümin silikattır.
Belli başlı seramikler şunlardır:
Fayans,
Majolika,
Sağır porselen (gres),
Çanak çömlek (poteri)
Ve
Porselen
Seramiğin tarihi
Seramiğin tarihi, uygarlık tarihi kadar eskidir.
İlk seramiğin Milattan Önce 6000 yılında Anadoluda üretildiği bilinmektedir.
Çatalhöyükteki kazılarda elde edilen seramik parçaları,
Aradan geçen 8000 yıl boyunca bozulmadan, günümüze ulaşmıştır.
Bugün arkeologlar için, insanlık tarihi ile ilgili bilgilerin en önemli kaynakları da, seramik buluntularıdır.
Binlerce asır bozulmadan günümüze gelen seramikler üzerindeki yazı,
Resim ve semboller sayesinde,
Geçmiş uygarlıkların yaşam tarzları ve kültürleri hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır.
Çeşitli kültürlerin yaşadığı bir bölge olması sebebiyle Anadolu'da yapılan birçok arkeolojik kazı sonucu tarihe ışık tutan seramik eserlere rastlanmıştır.
İlk kez yeni taş döneminde çıkan seramiğin en eski örnekleri
Anadolu'da,
Hacılar,
Çatalhöyük,
Beyce Sultan,
Demirci höyük
VE
.Arkeoloji kazılarında bulunan seramik kaplardır.
Bu yapıtlar bezemelerinin yanı sıra biçimleri ile de dikkat çekmektedirler.
M.Ö. 3500 Kalkalitik devir, M.Ö. 2500 - 1000 Truva, Hitit, M.S. 11. Ve 13. Yüzyıllarda Selçuklu,
10. Yüzyılda Anadolu'ya gelen Osmanlılar, Selçuklulardan kalan seramik kültürünü sürdürerek
15. Yüzyılda kendi özelliğini oluşturmuş, belli dönemlere damgalarını vurmuş ve hepsi birbirinden güzel örnekler bırakmışlardır.
İlk kaynaklarını Anadolu dışındaki Türk seramiğinden alan Anadolu seramik sanatı,
Osmanlı devrinde tamamen kendine özgü bir gelişme göstermiş, tercih edilen, ihraç edilen eserler vererek ilgi görmüştür.
Hokka, kase, ibrik, sürahi, kadeh, kandil, kupa, gülabtan, buhurdanlık, tütsü kabı vb., tabaklar sert beyaz hamur, sır altı tekniğiyle yapılmıştır.
Seramik malzeme üretiminde kullanılacak olan kil, üretilecek malzeme türüne göre, karıştırıcı, ıslatıcı makinelerde şekillendirilebilmeleri için gerekli
Su miktarı ilave edilmek suretiyle homojen bir hamur elde edilmeye çalışılır.
Seramik malzemesi, elle, kalıplama, presleme, döndürme, filaj veya etraj, döküm teknikleri ile şekillendirilmektedir.
Pişirilen ürünlere bisküvi adı verilmektedir.
Bisküvi halindeki yarı mamul üzerine;
Yapılacak desen, şekil veya yazıların sınırları (kontürler) özel olarak hazırlanmış aydınger (iğnelenmiş desenli) şablonlar yardımı ile odun kömürü tozu ile desen işlenmektedir.
Bu desen tahrirlenip (çinilerde bezeme örgelerinin çevresini dolanan ince kontur) içleri boyanmaktadır.
Boyalar genellikle büyük kısmı ithal maddelerden yapılan boyalardır.
Seramik yapıtlar üzerine çeşitli usullerle kaplanan şeffaf sırlarda: metal oksitler katılarak hazırlanan sır reçeteleri değişen yüksek derecelerde renk veren sır tipleri kullanılmaktadır.
Renk veren metal oksitler tek başlarına kullanıldığı gibi, bir kaçı bir arada kullanılarak hazırlanan reçetelerle değişik renkler veren sırlar elde edilebilir.
Renklendirmede kullanılan metal oksitler; krom, demir, kalay, bakır, kobalt, manganez, zirkon, nikel, vanadyum, rutil olup tek veya karışım halinde kullanılır.
Kalay, titanyum, antimuan opak sırlar elde etmek için kullanılan üç maddedir.
Bir parçayı sırlamadan önce sırrın yüzeye çok iyi tutunması yüzeyin temizliği ile doğrudan doğruya ilgilidir.
Bu amaçla bisküvi akar su altında kısa bir süre tutularak temizlenir. Sır tabakası 1,5 milimetre kalınlığında olmalıdır.
Sırrın kalınlığı kabarcıkların oluşması gibi kusurlara yol açabilmektedir.
Yeterince kalın olmayan sırlar ise kel alanlar oluşturur. Sır ürüne fırça, dökme, daldırma, majolika gibi tekniklerle sürülmektedir.
Desenlenmiş (dekorlanmış) ve sırı sürülmüş yarı mamüller geleneksel yöntemlerle fırınlarda pişirimi yapılmaktadır.
Şekillendirilen, kurutulan parçalar süreksiz veya sürekli fırınlarda sürekli veya süreksiz fırınlarda, çanak, çömlekler açık ateşte, ince ürünler örtülü fırınlarda pişirilmektedir.
Çini genellikle mimariye bağlı yapıtlarda kullanılmakta, günlük yaşamda kullanılan kap vb. ise seramik denilmektedir.
"ÇİNİ"
kelimesinin 'i' ilgi harfiyle türetilmiş olması ilk bakışta çiniciliğin
Çin'den
Geldiği kanısını uyandırmaktadır.
Çiniciliğin Türklere özgü bir sanat olduğu sanat tarihi uzmanlarınca kabul edilmektedir.
Mimaride kullanılan Çiniye 18. Yüzyıla kadar "Kaşi", çini eşyaya (tabak, vazo, kase vb.) de "Evani" (kapkacak) adı verilmekteydi.
O dönemde Çin'den ithal edilen porselenlerin ün kazanmalarından ötürü,
Türk yapısı "Kaşi" ye kalitesinin yüksekliğini vurgulamak için
"ÇİNİ"
Denmeye başlanmıştır.
Orta Asya'da gelişen seramik sanatının bir kolu olan çinicilik,
Selçuklularla Anadolu'ya girmiştir.
Osmanlılarda mimari süslemede çok önemli yeri olan çini, cami, medrese , türbe, sarayları süslemekte kullanılmıştır.
İlk Osmanlı devri çinileri Selçuklu geleneğinin devamıdır.
Figürlü geometrik yazı, nebati süslemelerle sarı, yeşil renkler farklı kullanılmıştır.
Bizanslılar zamanında bir seramik merkezi olan İznik,
Osmanlı İmparatorluğunun da en önemli çini merkezi olarak 14. Yüzyıldan, 18. Yüzyıla kadar üstünlüğünü korumuştur.
17. yüzyılda önemini yitiren İznik atölyeleri yanında Kütahya'da İznik tekniğine erişememekle beraber 15.yüzyıldan itibaren bir çini, seramik merkezi olarak varlık göstermiştir.
Kütahya işi seramikler mavi, kırmızı, sarı, mor, yeşil renklidir.
18. yüzyılda bölgesel özellik gösteren Çanakkale seramikleri ortaya çıkmıştır.
Osmanlı döneminde daha çok saray, cami, medrese, türbeler için üretilen seramikler,
17. Yüzyıldan sonra yozlaşmaya başlamıştır. Cumhuriyet dönemine kadar Kütahya,
Çanakkale seramikleri, Fransa'dan çamuru getirilerek yapılan Yıldız Porselenleri görülmektedir. 18. yüzyılda İznik'teki çinicilik sanatı tamamen kaybolmuştur.
Aynı yüzyılda en güzel örneklerini veren Kütahya çinileri, bu yüzyıl sonunda gerilemeye başlamış,
19.,20 yüzyılda eski İznik çinileri motiflerinin taklitlerine dönülmüştür.
Günümüzde çini merkezi Kütahya'dır. Burada daha ziyade Selçuklu renk, desenler taklit edilerek üretim yapılmaktadır.
Seramik nasıl elde edilir?
Doğadan elde edilen kil, kaolen, kuvars ve feldspat maddelerinin belirli oranlarda karştırılmasıyla elde edilir.
Bu maddeler hamur haline getirilerek preslenir ve 1100 derecenin üzerinde yüksek sıcaklıkta fırınlanır.
Seramiklerin ön yüzü genellikle sır dediğimiz koruyucu bir tabaka ile kaplanır.
Seramik, doğadan, doğal yollarla elde edilen maddelerden yapıldığı için sağlıklıdır. Seramik, ekolojik (çevreye zarar vermeyen) bir üründür.
Seramiklerin özellikleri nelerdir?
Mekanik özellikleri:
Basınç mukavemetleri çok yüksek olmakla beraber çekme mukavemetleri çok düşüktür.
Gevrek olduklarından iç yapı kusurları, çentikler, çizikler ve mikro çatlaklar gerilme yığılmasına neden olurlar, dolayısıyla çekme etkisinde kolay kırılırlar.
Seramiklerde basınç mukavemeti ortalama olarak çekme mukavemetinin sekiz katıdır.
Isıl işlemle yüzeyde artık basınç gerilmeleri oluşturarak çekmeye karşı mukavemetleri arttırılabilir.
Seramiklerin kaymaya karşı direnci çok yüksektir, plastik şekil değiştirmesiz kırılırlar. Ayrıca bazıları çok sert olduklarından aşındırıcı malzeme olarak geniş ölçüde kullanılırlar.
Elektriksel özellikleri:
Seramikler genellikle yalıtkan ve dielektrik malzemelerdir.
Elektriği iletmezler fakat elektrik alanda tepki gösterirler.
Elektriksel alan etkisinde oluşan kutuplaşma neden ile yüzeylerinde büyük ölçüde elektron depo edilir.
Yüksek dielektrik özelliğine sahip seramikler kondansatör üretiminde kullanılır.
Bazı seramikler yan iletkenlik özelliğine sahiptir. Kuvars kristali ve baryum titanat mekanik etkiyi elektriksel tepkiye, elektriksel tepkiyi mekanik tepkiye çevirirler.
Piezoelektrik denilen bu özelliğe sahip bu seramikler elektronik endüstrisinde kullanılır.
Sözlükte seramik ne anlama gelmektedir?
1. Yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselen yapımıyla ilgili olan
.
2. Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek gibi nesne.
(Antik Yunanca: κεραμικός – keramikós, "çömleğe ilişkin, çömlekçilik", κέραμος – kéramos, "çömlekçi kili")
iyonik veya kovalent bağlara sahip metal (veya metaloid) ve metal olmayan inorganik bileşik içeren katı bir malzemedir.
Yaygın kullanım örnekleri earthenware (sırlı veya sırsız camsı olmayan çömlekler), porselen ve tuğladır.
İnsanlar tarafından yapılan en eski seramikler, kendiliğinden veya silika gibi diğer malzemelerle karıştırılmış,
Ateşte sertleştirilmiş ve sinterlenmiş seramik çömlekler (örneğin kap ve çanaklar) veya kilden yapılmış figürinlerdi.
Daha sonra seramikler pürüzsüz olma, renkli yüzeyler oluşturma ve camsı kullanım ile gözenekliliği azaltma amacıyla sırlandı ve pişirildi.
Seramikler artık yerli, endüstriyel ve inşaat ürünlerinin yanı sıra çok çeşitli seramik sanatlarını da içinde barındırıyor.
20.yüzyılda, yarı iletkenler gibi ileri seramik mühendisliğinde kullanılmak üzere yeni seramik malzemeler geliştirilmiştir.
Etimoloji
"Ceram-" kökünün bilinen en eski sözcüğü Miken Uygarlığı'nın Linear B hece yazısında
"seramik işçileri" anlamındaki ke-ra-me-we'dir. "Seramik" kelimesi bir malzeme,
Ürün veya işlemi tarif etmek için bir sıfat olarak kullanılabilir.
Aynı zamanda isim olarak tekil veya daha yaygın şekliyle çoğul olan "seramikler" şeklinde de kullanılabilir.
Malzemeler
Seramik malzemeler inorganik, metalik olmayan, genellikle kristal oksit, nitrür veya karbür malzemelerdir.
Karbon veya silikon gibi bazı elementler seramik olarak kabul edilebilir.
Seramik malzemeler kırılgandır, serttir, sıkıştırma bazında güçlüdür ve kesme ile gerginlik bazında zayıftır.
Asidik veya kostik ortamlara maruz kalan diğer malzemelerde meydana gelen kimyasal erozyona dayanırlar.
Seramikler genellikle 1,000 °C–1,600 °C (1,800 °F–3,000 °F) arasında değişen çok yüksek sıcaklıklara dayanabilir.
Amorf (kristal olmayan) karakteri nedeniyle cam genellikle seramik olarak kabul edilmez.
Bununla birlikte, cam yapımı seramik işleminin birkaç aşamasını içerir ve mekanik özellikleri seramik malzemelere benzer.
Geleneksel seramik hammaddeleri kaolinit gibi kil minerallerini içerirken, daha yeni malzemeler alümina olarak bilinen alüminyum oksit içerir.
İleri seramik olarak sınıflandırılan modern seramik malzemeler arasında silisyum karbür ve tungsten karbür bulunmaktadır.
Her ikisi de aşınma dirençleri sebebiyle değerlidir ve bu nedenle madencilik operasyonlarında yer alan kırma ekipmanlarında da kullanılır.
Gelişmiş seramikler tıp, elektrik, elektronik endüstrileri ve vücut zırhlarında da kullanılmaktadır.
Kristal seramikler
Kristal seramik malzemeler çok çeşitli işlemlere uygun değildir.
Bu durumda iki kategoriden birine girme durumundadırlar
Yerinde reaksiyon ile seramiğe istenilen şekil verilir veya daha sonra katı bir gövde oluşturmak için sinterlenir.
Seramik şekillendirme teknikleri,
Elle şekillendirme, kayma döküm (slip casting),
Bant dökümü (çok ince seramik kapasitörleri yapmak için kullanılır),
Enjeksiyon kalıplama, kuru presleme ve diğer varyasyonları içerir.
Kristal olmayan seramikler
Kristal olmayan seramikler, eriyikten oluşma eğiliminde olan cam malzemelerdir.
Cam tamamen eridiğinde, döküm yoluyla veya belirli bir viskozite durumunda bir kalıba üfleme gibi yöntemlerle şekil alır.
Daha sonraki ısıl işlemler bu camın kısmen kristalleşmesine neden olursa,
Elde edilen malzeme cam-seramik olarak adlandırılır.
Türleri
Seramik ürünleri bünye özelliklerine göre gözenekli (earthenware), pekişmiş bünye (stoneware) ve porselen olarak sınıflandırılmaktadır.
Gözenekli bünye düşük sıcaklık ürünü, porselen de yüksek sıcaklık gerektiren ürün olarak düşünülse de
Eğer bünye yoğunluğunun nasıl sağlanacağı biliniyorsa, her tip bünyenin herhangi bir sıcaklık derecesinde üretilebilmesi mümkündür.
Yani bünyenin içeriğindeki malzemeleri değiştirerek, düşük derecede porselen benzeri bir bünye, yine yüksek derecede de gözenekli bir bünye elde edilebilir.
Üretimi
Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler.
Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir.
Örneğin,
cam, tuğla, kiremit, taş, beton, çimento, aşındırıcı tozlar porselen ve refrakter
Malzemeler bu gruba girer.
Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan,
Bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir.
Seramik malzeme üretiminde, kil çamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle,
Kullanılan çamur bünyesine uygun bir pişirme ile,
Seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.
Bezeme Teknikleri
Akıtma tekniği
Bu teknikte seramik nesneler fırına verilmeden önce bir puar vasıtasıyla sıvı çamura maruz bırakılır.
Bileşikleri
Yapısal anlamda seramik malzemeleri, kristal, amorf, camsı gibi sınıflara ayrılır.
Çoğunlukla, fırınlanmış seramikler earthenware, stoneware ve porselende olduğu gibi vitrifiye veya yarı vitrifiye edilir.
İyonik ve kovalent bağlardaki değişken kristallik ve elektron bileşimi, çoğu seramik malzemenin iyi termal ve elektrik yalıtımı görevi görmesine neden olur.
Bileşimi veya yapısının çeşitliliği açısından geniş bir yelpazeye sahip olması, süjenin genişliğinin uçsuz bucaksız olması ve tanımlanabilir özellikleri
(örn. sertlik, dayanıklılık, elektrik iletkenliği, vb.) sebebiyle seramik gruplarını bir bütün olarak ele almak oldukça zordur.
Yüksek erime sıcaklığı, yüksek sertlik, zayıf iletkenlik, yüksek elastisite modülü, kimyasal direnç ve düşük düktilite gibi genel özellikler,
Bu kuralların her birinin bilinen istisnaları dışında
Örneğin piezoelektrik seramikler, camsı geçiş sıcaklığı, süperiletken seramikler,
Norm olarak kabul edilir.
Fiberglas ve karbon fiber gibi birçok kompozit,
Seramik malzeme içermesine rağmen, seramik ailesinin bir parçası sayılmaz.
Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir.
Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir.
Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir.
Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar.
Çok sert ve gevrektirler. Erime sıcaklıkları yüksek (silis 1750 °C'de alüminat 2050 °C'de erir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar.
Silise %6 alüminat katılırsa erime sıcaklığı 1550 °C'e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler erime sıcaklığını daha da azaltarak 900 °C’ye kadar düşürebilir.
SERAMİK
UYGULAMALARI
''''''ÖNEMLİDİR'''''''
PAYLAŞIMLARIMIZ
GOOGLE VE DİĞER ARAMA MOTORUNDA YAYINLANMIŞ
ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALARDAKİ ALINTILARDAN OLUŞMAKTADIR VE TAMAMEN BİZE İLGİNÇ GELEN KONULARIN
PAYLAŞIMINDA FAYDA SAĞLAYABİLECEĞİMİZ DÜŞÜNCESİNDEN HAREKETLE ORTAYA ÇIKMIŞTIR
VE
TİCARİ DEĞİLDİR..
BİLGİ AKTARIMLARIMIZDA SAKINCALI VEYA PAYLAŞIMI İSTENMEYEN ALINTILAR OLURSA UYARILDIĞIMIZDA PAYLAŞIMLARIMIZDAN ÇIKARILACAKTIR...!!
